Haberler

 

Kekemelik, çocuğun gelişimsel olarak yaşına ve lehçesine uygun çıkartması beklenen konuşma seslerini çıkartamaması, konuşmanın olağan akıcılığında ve zamanlama örüntüsünde bozukluk olması durumudur (D.S.M. IV, 1994). Tanım olarak üç tür kekemelikten söz edilir:

1. Kronik kekemelik: Harf ya da hece yinelenmesidir. 
2. Tonik kekemelik: Sesin kesilmesidir. 
3. Diğer kekemelikler: Palialik (söylenecek kelimeyle ilişkisi olmayan harf tekrarı) ve atonik kekemelik (ses çıkarmanın aniden kesilmesi)dir.

Genellikle 2-7 yaşları arasında başlayan kekemelikler genellikle geçici olmaktadırlar. Çocuklarda düşünce hızının, konuşma hızını geçtiği bu yaşlarda henüz yetersiz konuşmayla düşünce ifade edilememekte bu nedenle konuşma bozukluğu ortaya çıkmaktadır. Buna fizyolojik kekemelik denir. Bu durum her çocukta görülmez; ancak konuşma bozukluğuna yatkın olan çocuklarda rastlanır. Kekemeliğin psikolojik bir temeli olduğu çeşitli araştırmalarla desteklenmiştir; ancak çeşitli varsayımlar olmasına karşın, bozukluğun oluş nedeni bilinmemektedir. Psikojenik, organik, genetik ya da çevresel olmak üzere birkaç etkenli bir bozukluk olduğu kabul edilmektedir. Kekemelikte çoğunlukla gırtlak, ses telleri, ağız veya dil gibi konuşmayla ilgili organlarda hiçbir bozukluk saptanmamaktadır. Bozukluğun şiddeti ise kişinin içinde olduğu duruma göre değişebilmektedir. Kekemelik genellikle stresin yoğun olduğu durumlarda artar. Konuşma çok yavaş veya çok hızlı olabilir. Şarkı söylerken ve şiir okurken kekeleme olmaz. Ağır durumlarda tekrarlayan vücut hareketleri, konuşmaya eşlik edebilir. Kekeleme, bir hastalık değil bir belirtidir.

Nedenleri ve Tedavisi:

Kekemeliğin başlamasında yanlış ana-baba tutumlarının, çocuğun zeka seviyesinin, korkunun, yuvaya/okula başlamanın ve genetik faktörlerin etkili olduğu kabul edilmektedir. Kekemeliğin tedavisinde, kekemeliğin altında yatan psikolojik faktörlerin ortaya çıkarılması ve buna yönelik tedaviler uygulanması sözkonusudur. Çocuğun düzgün konuşması için sürekli zorlanmaması, konuşurken, sabırla dinlenilmesi, konuşmasının kesilmemesi; zaten kolaylıkla oluşan yetersizlik duygusunu pekiştirici tutumlardan (alay etme, utandırma, zorlama gibi) kaçınılması kekemeliğin tedavisinde önemli adımlardır. Kekemelikte en çok çocuğun benlik saygısı zedelenir. Bu sebeple kekeme çocukların dikkatlerini kendi olumlu özelliklerine çevirmeleri sağlanmalı böylelikle kekemeliğine önem vermemeleri öğretilmelidir. Verilen önem azaldıkça kekemelik de giderek hafifler. Bu çocuklar, özellikle kendi kekemeliklerinden etkilenirler. Dikkatleri kendilerine dönük olur. Özellikle kendi seslerini ve konuşmalarını takip ettikleri için grup içinde oldukları zaman huzursuzluk ve sıkıntı yaşabilirler, bu da konuşmalarındaki tutukluğu daha da arttıran bir durumdur. Bu çocuklar oyunlara iştirak etmeyip yalnızlığı seçebilirler. Sabırlı ve doğru model olma ile düzenli bir tedavi kekemeliğin önemli ölçüde düzelmesini sağlar. İyileşme genellikle 16 yaşından önce olur ve %60'ı kendiliğinden iyileşir.