Haberler

 

Birşeyin içinde hem şiddet hem oyun olur mu?
Bu soruyu duyana kadar başlık anlamsız gelmiyordu kulağımıza.
Ama üstünde düşününce bir çelişki olduğu kaçınılmaz.
Yavaş yavaş alıştırıldık aslında, hem oyuncak sektörü hem de bilgisayar ve internet dünyası bizi hazırladı ikisini bir arada duymaya.
Çocuğunuza televizyonda izlemeyi yasaklasanız, internet denizinde istediği gibi ulaşabilir şiddet içerikli görüntülere ve oyunlara. Bize düşen yasaklamak yerine düşündürmeyi öğretmek olmalı çocuklarımıza.
 
(Yazımızın bu bölümünü çocuğunuzla paylaşabilirsiniz!)
 
2000'lerin başından itibaren Türkiye'deki popülaritesi yavaş yavaş azalan Amerikan güreşi, bu kez TV, oyun, internet ve cep telefonu yoluyla özellikle çocukları etkisi altına almaya başladı. Bir TV şovu olarak sunulan WWE'nin (World Wrestling Entertainment), Smackdown, Raw ve NXT gibi dövüşçü grupları bulunuyor. Bu gruplarda da süperstar olarak adlandırılan dövüşçüler yer alıyor.
 
Dövüş sırasında atılan yumruklar ve tekmeler aslında gerçeği yansıtmıyor ve dövüşçüler ciddi bir darbe almıyor. Müzikli dans şovlarıyla desteklenen WWE'nin Smackdown grubundaki dövüşler, 2009'da özel bir TV kanalında yayımlanmaya başlandıktan sonra çocuklar arasında fenomen oldu.
Çocuklar Smackdown yıldızlarını yakından takip ediyor, onları örnek alıyor, onlar gibi konuşuyor, hatta dövüşüyorlar. Smackdown'ın Playstation, X Box ve Wii oyunları da yok satıyor. Halbuki "Smackdown" da yapılan hareketler bir kurgudan ibaret. Şiddet gösterisi ama gerçekte rakipler birbirine vurmuyor. Yoksa gerçek bir yumruk rakibin ölümü demektir. Ancak küçük yaşta izleyiciler bunun ne yazık ki farkında değil çünkü bu sahnelerde yerden yere vurma, kaldırıp sert bir zemine çarpma sahnelerinin bir şov olduğunu bilmemekte ve bunun bir tür oyun olduğunu fark edememekte.
 
Aslında Smackdown tıpkı bir tiyatro veya bir film gibi senaryosu yazılan bir gösteri türü. Smackdown yazarları kimin galip kimin mağlup ve kimin şampiyon olacağını baştan bilmektedir. Ancak Amerikan güreşi, insani duygu taşımayan vahşi bir oyundur. Spor bile değildir. Gösterileri düzenleyen World Wrestling Entertainment (WWE), her ne kadar internet sitesi aracılığıyla ebeveynleri uyarsa da maçlarda çocuklar en ön sıralarda oturuyor. WWE, filmler ve televizyon dizileri gibi gösteri maçlarının senaryoları olduğunu ve profesyoneller tarafından canlandırıldığını söylüyor. Bu program ABD'de PG (Ebeveyn Rehberliğinde İzlenebilir) olarak sınıflandırılıyor. Hatta WWE internet sitesinde ebeveynlere şu uyarıları yapıyor: "Çocuklarının programlarımızı izlemesine izin vermeleri durumunda, ebeveynlerin de çocuklarıyla birlikte bu programları izlemesini tavsiye ediyoruz. Aileler çocuklarına şunu açıklamalı: Süperstarlarımızın televizyonda yaptıkları gerçek hayatta denenmemelidir!" 
 
Smackdown'ın çocuklar arasında bu kadar yaygınlaşması oyuncak sektörünü de harekete geçirdi. Oyuncuların maketleri hatta birbirlerine fırlattıkları masa ve sandalyelerin minyatürleri bile oyuncakçılardaki rafları süslüyor.
Smackdown programını yayınlayan TV kanalı yayın sırasında bir veya iki kez uyarı geçiriyor. Programın eğlence amaçlı olduğunu, gerçek dövüş olmadığını ve çocukların bunu evde denememesi gerektiğini söylüyorlar. Hatta RTÜK kanunlarından dolayı 23.00'ten sonra ekrana getiriyorlar.
 
(Yazımızın bundan sonraki bölümü velilerimiz içindir.)
 
Bu tür yayınların saatinin geç olmasının tedbir olup olmadığı tartışılabilir bir konu olsa da bu saate kadar bekleyip izleyen çocuklar veya kayıt altına alıp ertesi gün çocuğuna izlettiren ebeveynler yok değil. 
Amerikan güreşi bir gösteri, ancak çocuklar bunun gösteri olduğunu fark etmiyor. Buna daha fazla vurgu yaparak yayın yapılabilir. Özellikle 8 yaş altı çocuklar kurgu ile gerçeği birbirinden ayırt edemezler. Bu nedenle bu tür yayınlar sırasında uyarılar televizyonlarını sonradan açanları da dikkate almalı ve alt yazılarla sürekli ikaz edilmelidir. 
 
Çocukların sadece Smackdown gibi programları izlemesi değil bu programların yayınlandığı geç saatlere kadar televizyon başında bulunması da yanlıştır.
 
Bu yüzden burada sorumluluk ailelere düşüyor. Eğer çocuğunuzla beraber televizyon karşısına geçiyorsanız mutlaka çocuğun yaşına uygun programlar tercih edilmelidir. Gündüz kuşağında bile çocukların ruh sağlığına zararlı onlarca program yayınlanmaktadır, yeri geldiğinde reklamlar bile yanlış mesajlar içerebilir. 
 
İlköğretim yaş grubundaki çocuklarda her türlü televizyon programı, bilgisayar ya da konsol oyunu riskli hale gelebilir. Bilgisayar ya da konsol oyunlarına sınırlama koymak gerekmektedir. Çocuğun, bilgisayarın ya da televizyonun karşısında saatlerini geçirip bunu alışkanlık haline getirmesine izin verirsek başka şeylere daha az vakti kalacaktır. Nasıl şeker, çikolata, hamburger gibi zararlı yiyecekleri çocuğumuza her gün yedirmiyorsak bunları da sürekli oynamasına izin vermemeliyiz.
Kimi ebeveynler çocuklarının istekleri karşında çaresiz kaldığını ifade etmektedir. Çaresiz kalmak çözüm olmayacaktır. Çocuk size "Sigara içmek istiyorum" derse bunu nasıl kabul etmezseniz, aynı şey televizyon ve bilgisayar oyunları içinde geçerli. "Hayır" diyebilmelisiniz.
Çocuklar ilginç şeyleri daha çabuk öğrenir. Riskli durumlara daha meraklı olur. Üstelik yaşları itibariyle yaptıklarının sonuçlarını düşünmekte başarılı değildir. Çocukları kendi haline bırakırsanız şiddet davranışlarını benimseyebilirler. Ebeveynler çocuklarının şiddet ya da yanlış mesajlar içeren programları izlemesi halinde: "Bunu izliyorsun ama dövüş yanlış bir şeydir. Eğer dışarıda böyle davranışlarda bulunursan ceza alırsın, suçlanırsın, dışlanırsın." diyebilirler.
Bazı ebeveyler de çocukları çekingen ya da ürkek olduğu için kasten bu tarz programları seyrettirebiliyor. Bu durum çocukta daha çok korkuya neden olabilir. Şiddet içeren oyunlar, izledikleri programlardan daha zararlı olabilir. Çocuk oyunda o role bürünüyor. Bu durum kendini o kahramanla özdeşleştirdiği için izlemesinden daha tehlikeli. Bunlara da mutlaka sınır konulmalıdır.
 
Çocuklarımızın bilgisayar veya oyun konsolları ile oynamasını tamamen yasaklamak yerine oynarken veya TV izlerken mutlaka yanında olmalıyız. Bu süreçte oyunun veya izlediğinin içeriğine bağlı olarak "O adamın canı acımadı mı? Hangi insan bu kadar zalim olabilir?" gibi sürekli konuşarak oyunu bir anlamda dillendirerek gerçekle ilişkilendirmesini sağlayabilirsiniz.
 
Oyuncak seçiminde şiddet içeren figürler ve bu konuya ait ürünlerde farklı seçenekler sunarak diğer oyunların cazibesini artırmaya çalışılabilir.
Bütün bunlara ek olarak odasında televizyon bulunan çocukların okul başarılarının, televizyonun evin ortak bölümlerinde bulunduğu evlerde yaşayan çocuklara kıyasla daha düşük olduğunu araştırmalar ortaya koymuştur. Aynı zamanda araştırmalar çocukların hızla değişen görüntülerin yer aldığı televizyon programlarını izledikten sonra okuma ve yap-boz çözme gibi uzun süre dikkat gerektiren görevlere kendilerini veremediklerini de göstermiştir.
Çocuklarımızın bu konuda daha az hasar almaları ve duyarlılıklarının artması bizim elimizde. PDR Koordinatörlüğü olarak yardımınıza hazırız.
 
Melda EVREN
Uzm. Psikolojik Danışman
 
 
http://webtv.hurriyet.com.tr/2/10280/16078953/1/anne-ve-babalar-aman-dikkat.aspx
 
 
MEB İlköğretim Müdürlüğü tarafından, ilköğretimde okumakta olan çocukların velilerine yönelik olarak "İlköğretim Veli Rehberi" isimli bir kitapçık hazırlamıştır. İçerisinde oldukça detaylı bilgilerin bulunduğu bu kitapçıkta, aşağıdaki konu başlıkları yer almaktadır. Yayınlanan kitapçıkta "okulda şiddet gören çocuklarla" ilgili yararlı bilgilere de yer verilmektedir. Siz velilerimizin bu kitaçığı da okumanızda yarar olduğunu düşünmekteyiz.
 
 
" İlköğretimin Amacı ve Kazandırdıkları
" Okula Kayıt
" Okul Başlayınca
" Okuldaki Sosyal Etkinlikler
" Okul Başarısı
" Disiplin Uygulamaları
" Veli Katılımı
" Okuldaki Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık
" Özel Eğitim
" Okulda Şiddet
" Yetiştirici Sınıf Öğretmenliği Programı (YSÖP)
" Burslar ve Yardımlar
 
http://iogm.meb.gov.tr/files/ilkogretim_veli_rehberi/index.html